top of page

BABAM BİR ÇALIYA DÖNÜŞTÜĞÜNDE

  • Nefise DİLVİN SIĞIRCIOĞLU
  • 30 Eki 2024
  • 2 dakikada okunur

Yazar: Nefise Dilvin Sığırcıoğlu

Editör: Deniz Öztürk



ree


     Toda’nın babası, bir çalıya dönüşmeden önce pasta şefidir. Yirmi çeşit Tartolet ve üç çeşit pasta yapmak için her sabah saat dörtte kalkar.  Ta ki güneyde, birileri ile diğerleri arasında savaş çıkana kadar. Askere alınan baba, hayatta kalmak uğruna bir çalı gibi gizlenmek zorundadır. Joke van Leeuwen’in “Babam Bir Çalıya Dönüştüğünde” romanı, savaşın ve zor zamanların çocuk dünyasındaki karşılığını başarılı bir mizahla anlatan, sembollerle örülmüş bir çocuk edebiyatı eserdir. Savaşın soyut bir kavram olmaktan çıkıp, somut ve ürkütücü bir deneyim hâline gelmesini, kahramanımız Toda'nın gözünden farklı ve derin bir şekilde işler. Babasının askere gitmek için bir “çalıya” dönüşmesini, onun savaşta hayatta kalma çabası olarak görür. Çalı, hem korunak ve kalkan; hem de belirsizlik sembolüdür. Çocuğun gözünde baba, insan kimliğinden uzaklaşır, doğanın bir parçası haline gelir; bu da savaşın kişisel kimlikleri silme, insanı doğanın bir öğesi haline getirme yanını gözler önüne serer. Bu basit ama güçlü metafor, savaşın doğanın ve insanın sınırlarını zorlayan gerçeğini ortaya koyar. Toda' nın naif bakış açısıyla örülen hikâyede savaşın yarattığı acılar, kaygılar ve belirsizlikler basit ama güçlü imgeler ile yumuşatılmadan aktarılır.

     Savaş, çocuklar için genellikle anlaşılmaz bir kaos ve belirsizlik kaynağıdır. Roman savaşın çocuk dünyasındaki yerini, masum bir gözlemcilikten çaresiz bir bekleyişe doğru ilerleyişini masalsı bir dille anlatır. Ana karakterin babasının savaşta olması, bir yandan onu merak ve endişeye sürüklerken, diğer yandan hayatındaki dengeleri sarsan olaylar zincirini başlatır. Van Leeuwen, çocukların savaş karşısındaki kırılganlığını, onların dünyasındaki karmaşık duyguları abartısız, sakin bir üslupla resmeder. Savaş, onların hayatında sadece dışarıda duyulan silah seslerinden ibaret değildir; aynı zamanda aileden ayrılmak, sevgiyle ilgili belirsizlikler yaşamak ve güven duygusunu kaybetmek anlamına gelir. Kitap, savaş romanı olmamakla birlikte, savaşın sebep olduğu travmaların bir çocuğun hayatındaki etkilerini dolaylı ve incelikli bir şekilde ele alır. Çocuğun babasıyla olan ilişkisi üzerinden, savaşın aile bağlarını nasıl kopardığını, belirsizliği ve kaybetme korkusunu işler. Savaş, yetişkinler için olduğu kadar, çocuklar için de bir bilinmezlik ve kayıptır. Yazar, bu duyguların çocuk zihnindeki yansımalarını inceler. Babasının dönüşünü beklerken hissettiği boşluk ve yalnızlığı anlamamız için önemli ipuçları sunar. 

     Çınar Yayınları tarafından Haziran 2024’te 8. baskısını yapan kitabımız, ilk kez 2012 yılında Hayykitap tarafından çevrildi. Bu başarılı romanı Türkçeye kazandıran isim ise Hasan Türksel. Savaşın çocuk dünyasındaki yerini, kayıpları ve belirsizlikleri ustaca ele alan Van Leeuwen, insan hayatında yarattığı yaraları çocukların dilinden anlatır. Toplumsal ve duygusal meseleleri derinlemesine işler. Savaşın yalnızca fiziksel kayıplara değil, duygusal boşluklara da sebep olduğu gerçeğini, bir çocuğun naif bakış açısıyla ortaya koyar. Okuyucuya savaşın ve travmanın birey üzerindeki etkilerini düşündürürken, aynı zamanda savaşın toplumsal boyutlarına dair güçlü mesajlar sunar. Peki, Toda’ ya ne olur? Bu yolculukta kimlerle karşılaşır? Savaş biter mi? Babası yirmi çeşit Tartolet ve üç çeşit pasta yapmak için her gün saat dörtte kalkmaya devam eder mi? Soruların cevapları için sizi okumaya bekleriz.

Comentarios


Yeni sayılarımızdan haberdar olmak için abone olun

Aramıza hoş geldiniz!

© 2024, Hıçgıdık Dergisi

bottom of page