MARTI-JONATHAN LİVİNGSTON
- Nefise DİLVİN SIĞIRCIOĞLU
- 11 Haz 2024
- 2 dakikada okunur
Yazar: Nefise Dilvin Sığırcıoğlu
Editör: Ayşe Dokuz

Mavinin en güzel tonuna sahip gökyüzünde, yastık olsa rahat bir uyku çekeceğin pamuk beyazı bulutların arasında, yeryüzünden bilmem kaç mil uzaklıkta, rüzgârın göz hizasında kanatlarınla dans etmek ister miydin? Ben isterdim. Biri daha var ki o da istiyor. Çok istiyor. İlk kanat çırpmaya başladığı andan itibaren her gün azalan değil daha çok artan bir istekle. Bir kuştan istenen zaten bu değil midir? Evet. Ama Martı Jonathan’ın isteği sadece bir kuştan beklenen değil, daha fazlası.
Richard Bach tarafından yazılan Epsilon yayınevi imzasını taşıyan Martı Jonathan Livingston bir öykü. Bach’in kitapları dünya çapında çok satanlar listesinde. Martı da onlardan sadece biri. Bu akıcı ve etkileyici kitabı dilimize kazandıran isimlerse Kader Ay ve Aslı Tümerkan.
Martı’nın etkileyici bir hikâyesi var. Güneşin altın gibi ışıldadığı pırıl pırıl bir sabahta binlerce martı bir lokma yiyecek için canhıraş bir mücadeleye girişmişken sadece o bir başına uçuş denemeleri yapıyordu. Daha uzağa, daha da uzağa, daha da…
Bu içindeki istek bir yana önündeki engeller bir yana. Jon’un ailesi onun sadece bir martı olduğunu kabul etmesi gerektiğini, öncelemesi gereken hayatı ona anlatırken uçmanın karın doyurmayacağını sık sık tekrarlıyordu. Jon ise tüm bunları bilecek ama içinden gelen bu durdurulamaz isteğe karşı koyamayacaktı. Uçuştan döndüğü bir gün Martı Ailesinin gelenek ve göreneklerine aykırı hareket ettiği için Martı Konseyi tarafından azledilir. Artık tamamen yalnızdır.
İkinci bölümle birlikte olmak istediği yerde hayal ettiği arkadaşlarını bulunca yaşam onun için daha anlamlı olmaya başlar. Farklı bir gezegende martılar için bir okul olan bu evrende kendisi gibi uçmayı arzulayan binlerce kuşla karşılaşınca kendini daha özgür hisseder. Jonathan için artık bir sınır yoktur.
Hayatına sürüden atılmış diğer martıların öğretmeni olarak devam eden Jon göğün derinliklerinde sadece uçmakla kalmayıp başkalarına da mükemmelin sınırlarını öğrettiği için çok mutludur.
Bu yolcukta gerçekte kim olduklarını anlamaya çalışıp bunu bilerek yaşayan, sınırlarını sırayla ve sabırla aşmaya çalışan, anlayarak bakan, bildiklerinin ötesine geçen göğün gizli kalmış binlerce on binlerce martısıyla bir arada olmanın mutluluğunu yaşar. Ta bir anda ansızın ortadan kaybolana kadar. Bu kayboluş esrarengiz bir sır olarak varlığını korurken zaman geçer. İleri kuşak martılar içinse Jon ismi yapabileceklerinin sınırlarından korkanlar için sadece masalsı bir efsane olarak kalır. Ve yine beklenmedik yumuşak bir karşılaşmaya kadar.
Kitabı bitirdiğimde kendimi zihnimde şu sorunun cevabını ararken buldum. Bach neden yeryüzü ile gökyüzü arasında böylesi kuvvetli bir bağ kurdu? Neden uçmanın zevkine özgür bir dal uzattı? Cevap basitti. Bach yerle gök arasındaki sesleri birleştirmek istedi. Antoine de Saint Exupery’ nin dediği gibi: “Birlikte yürümen gereken kişiyle kendi yolunda yürürken karşılaşacaksın.” Çok etkileyici değil mi? Tıpkı Jonathan gibi. Jonathan ruhu taşıyanlar için yazılmış. Keyifli okumalar dilerim.
KÜNYE
Yazar: Richard Bach
Çeviri: Kader Ay / Aslı Tümerkan
Yayınevi: Epsilon Yayınları
İlk Baskı: 1970 (özgün)
1994 (Türkçe)
Comments