top of page

RÖPÖRTAJ

  • Ayşe Demir KODAL
  • 11 Haz 2024
  • 3 dakikada okunur

Röportör: Ayşe DEMİR KODAL

Editör:  Nefise Dilvin Sığırcıoğlu



ree


Bu sayımızda “Arkadaşım Sahabe” ve “Arkadaşım Kudüs” isimli kitapları ile “Biraz Büyükler Çokça Küçükler İçin” düsturuyla yola çıkan hem minik okuyucuların hem de yetişkinlerin en güzel arkadaşlarından biri olmayı başaran eğitimci yazar Tülay Bilici’ nin güzel bir söyleşi ile baş başa bırakıyoruz sizleri.

1. Yazma yolculuğunuz nasıl başladı? Sizi çocuk kitabı yazmaya iten ilk güç neydi?

Ortaokul sıralarında yazdığım şiirlerimin, kompozisyonlarımın öğretmenlerim tarafından beğenilip takdir edilmesi, kalemimi fark etmeme vesile olmuştu. İlk kez o zamanlar yazmanın değerli ve biricik bir iş olduğunu idrak etmiştim. Ortaokul yıllarımdan beri durmadan yazıyorum. Deliler gibi sayfalar dolusu mektuplar yazdım durdum sevdiklerime. Gönderdim şehir şehir her bir arkadaşıma. Çağ biraz daha değişince, telefonlardaki o upuzun mesajları yazıp gönderen kız da ben oldum. Uzundu yazdıklarım. Çoğu zaman okumadılar. Sonra çocukları fark ettim. Onlar okuyorlardı. Özgürce yazdığım, samimi olan çok şeyi okuyorlardı, dinliyorlardı. Evet evet onlar için yazmalıydım ben artık... Ve yazdım, yazıyorum.

2. ⁠Çocuk Tülay’ın kitaplarla ilişkisi nasıldı?

Çocuk Tülay daima kitap okumayı çok sevdi.  Şimdiki gibi zengin kitap seçeneklerine sahip olamasak da her gittiğim akraba evinde vitrindeki kitapları karıştırırdım. Okumak için muhakkak ödünç kitaplar doldururdum annemin çantasına. Ailem erken uyuyan, erken kalkan bir aileydi. Aynı odada hep birlikte uyurduk. Onları ışıktan rahatsız etmemek için yorganın altına girer, geç saatlere kadar el feneri ışığında okumaya devam ederdim.  Çok güzel zamanlardı. O kitapların da o yorganın da kokusu burnumda tüttü.

3. ⁠Arkadaşım Kudüs’ün çıkış noktası neydi? Kudüs’ü evlatlarımıza nasıl anlatmalıyız?

Arkadaşım Kudüs'ü üç yıl önce yazdığımda yine yüreğime düşen sevda şuydu: Büyüklere bir türlü anlatamadığımız, ciddiyet gösterip sıkı sıkı sarılamadığımız Filistin davamızı en iyi anlayıp dinleyecek ve gereklerini hayata çabucak geçirecek olan çocuklarla buluşmalıydım. Onlar dinlerdi, onlar okurdu ve onlar anlardı. Bu yüzden onlar için yazdım.  Yanıltmadılar beni. Okudular, anladılar. Buluşmalarımızda Kudüs 'ü çok iyi dinliyorlar. Birer Selahattin gibi hazır ve heyecanlı bakıyorlar gözlerime. Kudüs'ü çocuklarımıza yaşayarak, Kudüsleşerek, bir an dâhi gündemimizden düşürmeyerek anlatabiliriz. Bizim ciddiyetsiz, laubali davrandığımız hangi meseleyi çocuklarımız başının tacı eder ki? Önce biz yaşayacağız. Sonra onlar bizdeki büyüleyici imani iklimi yaşamak için bunu gaye edinecekler. Aksi takdirde biz yaşayışımızı ve davalarımızı soluk bırakırsak evlatlarımızı  nice lüzumsuz davanın peşinden koşarken bulabiliriz.

 

4. ⁠Çocuk kitaplarını seçerken en çok dikkat ettiğiniz hususlar nelerdir?

Çocuğun yaşına uygun olup olmadığıyla, resimlemeleriyle, kitabın üslubuyla, yazarın çocuğu tanıyan bir bakış açısıyla yazıp yazmadığıyla ilgileniyorum. Bu yönde inceliyor ve değerlendiriyorum. Çocuğu tanıyan bir yazar kelimeleri öyle özenli ve ustaca seçiyor ki okuduğunuz birkaç satırda hemen dizlerinizi kırıp, yazarın omzuna başınızı yaslayıp yanı başına oturuyorsunuz. Çocuklaşıyorsunuz, yer yer öfkenizi, yer yer gülümsemenizi yüzünüze takıp dolaşmaya başlıyorsunuz kitapta; büyümüş de küçülmüşçesine.

 

5. Ülkemizde çocuk edebiyatına ve kurgu eserlere gereken önem veriliyor mu sizce?

Son yıllarda çocuk edebiyatına ve kurgu eserlere rağbetin artışını inkâr edemeyiz. Bu çok güzel bir gelişme. Çocuklarımız da, okullarımız da, eğitimcilerimiz ve ailelerimiz de nitelikli kitapları tanımaya ve tanımlamaya başladılar. El birliğiyle çocuklara ulaştırıyorlar. Bu yolda hizmet veren, çocuğu önceleyen kaliteli yayıncıların artışı da oldukça iç açıcı, umut verici.

6. Çocuk kitaplarını okumak yetişkinlere ne kazandırır?

Çocuğun gözünden dünyayı izlemeyi, çocuksu gözlükleriyle içlerindeki çocukla yüzleşmeyi bu kitaplar sayesinde gerçekleştirebilirler. Yaşam içinde karmakarışık, içinden çıkılmaz olay ve durumları daha net ve sade hâliyle görebilirler. Çocuk kitabı okumak, okumanın en özgür, en üst seviyesi bana göre. Hayat tecrübelerinin özeti kolay değildir. Fakat çocuk kitapları bize çok kıymetli özetler sunar, daima.

7. Çocuk kitapları yazmak isteyenlere tavsiyeleriniz nelerdir?     

Muhakkak çok fazla okumalarını tavsiye ederim. Sadece kitap okumalarını değil çocukları da okumalarını öneririm. Çocukları izlemek, onların sevdikleri, güldükleri malzemeleri toplamak, onların ihtiyaçlarını ve beklentilerini kolaçan etmek, onların sesiyle, düşüncesiyle yaşama bakmaya çalışmak kalemlerine çok şey katacaktır...

8. Çocuk kitaplarını okurken daha fazla verim elde etmek için çocuklarımızla neler yapabiliriz?

Bu verimi çocukların anlamaları ve yorumlayıp düşünmeleri üzerine bekliyorsak bunun en güzel yolu bana göre: Sohbet etmek.

Onlarla bol bol sohbet etmek. Her satır için sohbet etmek. Her sayfa için, her kitap için sohbet etmek. Onlara sorular sormak...

"Sen olsaydın..." diye cümleleri ortaya atıp devamında onları dinlemek.

"Acaba" larla, "belki" lerle, "sence" lerle zihinlerine yeni ışıklar tuttukça tutmak...

Okuduğu kitapla ilgili çocuğun dikkatini yoğunlaştıracak filmler izlemek. Böylece okuduklarını daha kalıcı hâle getirmek...

Her bir adım, okumalara dair verimi daha çok arttıracaktır.



Yorumlar


Yeni sayılarımızdan haberdar olmak için abone olun

Aramıza hoş geldiniz!

© 2024, Hıçgıdık Dergisi

bottom of page