TAVUK BACAKLI EV
- Gamze GÜNEŞ
- 28 Mar 2024
- 2 dakikada okunur

Bir gün büyükannenizin anlattığı masalların melodisi kulaklarınızdan girerek yüreğinizin tellerini titretmeye başlasa, o an bu masaldan çıkan ufak bir kız sizi “Tavuk Bacaklı Ev” inden içeri davet ediverse ve bir kâse Borsch çorbası ikram etse neler hissederdiniz? O çorbanın buğusunun sizin satır aralarınıza eşlik edeceğini düşünür müydünüz hiç?
Sophie Anderson bir Rus halk hikâyesinin etkisiyle ele aldığı bu fantastik romanında bizleri gerçekle hayal arasında tavuk bacakları üstünde son sürat koşmaya davet ediyor. Hikâyemizde geçen bütün rotalar sadece ve sadece Tavuk Bacaklı Ev tarafından çiziliyor. Öyleyse gelin bizde uzun bacakların üstünde bu maceraya dâhil olalım.
Bir sabah gözlerini bambaşka yerlerde açmanın bıkkınlığını yaşayan Marinka daha on yaşındadır. Büyükannesiyle beraber bu büyülü evde oradan oraya savrulmanın “macerasını” yaşamaktadır kendi hikâyesinde. Büyükannesinin ise çok özel bir görevi vardır. O bir Yaga’dır. Başta çok akla yatkın hayaller kurdurtmasa da büyükannemiz evinin bulunduğu yerden ruhlara, yolculukları sırasında eşlik eden bir rehberdir. Kulağa ne kadar korkutucu gelse de ölülerin ruhlarının kaybolmamaları için son yolculuklarında onların bu rehberliğe çok ihtiyaçları vardır.
Marinka’nın on yaşına kadar ölü ruhları misafir eden bu evden başka bir hayatı olmamıştır. Gerçek, canlı ve solgun olmayan insanların varlığına o kadar hasrettir ki! Karakterimiz gerçek bir arkadaşın hayalini kurup yalnızlığı daha o yaşında çok derinlerde hisseder. Büyükannesinin, kendisini Yaga olmak için eğittiği dönemde dünyayı dolaşan bir evde yaşaması onu bu evden asla çıkmaması gerektiği kuralını çiğnemeye iter.
Büyükannesinin hazırladığı çeşitli ikramlar ve korkmadan yollarına devam etmelerini sağlayacak ritüeller ile eve gelen ruhlara eşlik ettiği bir günde, arkadaş olduğu bir ruhla evden kaçmayı başarır. Fakat eğlencesi, gittiği kasabada sönükleşmeye başlayınca yine soluğu evinde alır. Yaptığı bu hata büyükannesinin gizemli bir şekilde kaybolmasına ve yalnızlığına bir kat yorgan daha örtmesine sebep olur.
Hikâye ilerledikçe birçok fantastik öğe etrafımızda büyülü bir dünya oluşturuyor. Bulunduğu ortamdan memnun olmayan Marinka’nın sınırları aşma çabasında kendimizden bir şeyler de buluyoruz. Fakat günün sonunda aslında bunaldığımızı hissettiğimiz o yerin varlığını dönüştürüp güzelleştirmeyi, bir başka yerden bakmayı bize öğretiyor Marinka’nın yaşadıkları.
Yazarının da dediği gibi “ Hayatın kendisi mutluluğu, hüznü, yalnızlığı içinde barındırıyor ve yaşam bunları deneyimlemek demek aslında. Bazı şeyler kalp kırıcı olabilir ama hiçbir zaman gerçekten kalbimizi kırmazlar.”
Kitabın sonuna eklenmiş röportajda Anderson bu kitabı yazmak için Rus kültürünü araştırdığını Yagalar ile alakalı bütün hikâyeleri tekrar okuduğunu, Rus müzik ve yemekleri denediğini bizimle paylaşıyor.
Yazarımız hikâyelerinin çoğunu da büyükannesinin ona anlattığı Slav masallarından ilham alarak yazıyor. En çok satan romanlarıyla Bookshop Yılın Kitabı Ödülü’nü ve Galler Yıllın Kitabı Ödülü’nü kazandı.
Yirmiden fazla dile çevrilen Tavuk Bacaklı Ev Les Enfants Terribles tarafından tiyatroya da uyarlandı. Bizim dilimize ise Timaş Yayınları tarafından kazandırılan bu kitap tüm okurlarının gözdesi olmaya şimdiden aday gözüküyor.
KÜNYE
Yazar: Sophie Anderson
Çizer: Melissa Castrillion
Yayınevi: Timaş Yayınları
İlk Baskı: Ocak 2021
Hedef Kitle: 12 yaş
Yazar: Gamze Güneş
Editör: Hatice YILDIRIM-Ayşe Demir KODAL
Komentarze